28 Mart 2015 Cumartesi

Garip Akımı Şiir ve Videoları





Oktay Rifat Horozcu

Ankara Erkek Lisesi’ndeki öğrencilik yıllarında şiir yazmaya başlayan Oktay Rıfat, şiirde biçim ve kural anlayışını tam anlamıyla yansıtan ilk şiirlerini 19361944 yılları arasında Varlık Dergisi’nde yayımlamıştı. İlk şiirlerinde hece veznini kullanmaktaydı, daha sonra serbest vezne geçti. 1941 yılında Orhan Veli Kanık ve Melih Cevdet Anday ile birlikte Garip adlı şiir kitabını yayımlayarak Garip şiir akımının öncülerinden oldu. Garip dönemi şiirlerinde kentte yaşayan sıradan insanların günlük yaşamlarına şaşırtıcı, alaycı bir söyleyişle yaklaşmıştı.
"Perçemli Sokak" adlı kitabıyla Türk şiirinde İkinci Yeni denilen anlayışa, anlamca kapalı bir şiire yöneldi. Türkçenin ses zenginliğini, geniş bir sözcük dağarcığıyla ustalıkla kullanan unutulmaz şiirler yazdı. Kitaptan kitaba değişen şiiri ile Türk şiirinin genel akışını en çok etkileyen şairlerden sayılmaktadır.
1960’lı yıllarda genellikle sosyal sorunlar, emekçilerin hakları ve sistemsel karmaşalar ile ilgili düşüncelerini satırlara döktü. Özellikle, 1966'da çıkan "Elleri Var Özgürlüğün" adlı şiir kitabında bu düşüncelerinin oldukça fazla etkisi görüldü. 1969 yılında yayımladığı, "Şiirler" adlı kitabıyla, edebiyat hayatında üçüncü ve son dönemine girdi. Tarzını, biçimini ve yazın anlayışını iyice belirginleştirdiği, dili ve kelimeleri kullanmada ustalaştığı bu dönemde şiirin kuramsal karakteri üzerine de kitaplar yazdı
Tiyatro oyunu ve roman türünde de eserler veren Oktay Rıfat, her biri toplumun değişik kesimlerini sembolize eden oyun ve roman kahramanları yarattı.

27 Mart 2015 Cuma

Melih Cevdet Anday



İstanbul'da doğan Melih Cevdet Anday'ın çocukluğu Kadıköy Bahariye'de geçti. Ortaokula kadar İstanbul'da eğitim gördü. Liseyi ise Ankara'da, Gazi Lisesi'nde tamamladı. Lisede okuduğu sırada, Orhan Veli ve Oktay Rifat ile tanıştı. 

Liseyi bitirdikten sonra bir süre Hukuk Fakültesi'ne devam etti. Daha sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'ne kaydoldu. Ancak Devlet Demiryolları'nda memur olarak çalıştığı için öğrenimine devam edemedi. Çalıştığı kuruluş tarafından sosyoloji öğrenimi görmek için Belçika'ya gönderildi. 

Ukde isimli şiiri 1936'da Varlık Dergisi'nde yayımlandı. Bunun ardından şiirleri Ses, Yaprak, Yeditepe, Papirüs, Yeni Ufuklar, Yeni Dergi, Soyut, Ataç, Dönem, Yön gibi dergilerde yayınlandı. Orhan Veli ve Oktay Rifat ile birlikte 1941 yılında Garip isimli şiir kitabını çıkardı. 

Hasan Âli Yücel'in tavsiyesi ile Milli Eğitim Bakanlığı Neşriyat Müdürlüğü'ne memur olarak atandı. 1946 seçimleriyle birlikte bakanlığın el değiştirmesi sonrasında önce yeniden askere alındı, sonra Konya'ya atandı. Ancak bu atama daha sonra geri alındı. Anday, bir süre sonra bu görevinden ayrılarak İstanbul'a döndü. 

1953-1954 yılları arasında Akşam Gazetesi'nin edebiyat ve sanat sayfasını hazırladı. Fikirleri sebebiyle işten çıkarıldı. Doğan Kardeş Yayınları'na geçti ve çeviriler yaptı. Buradaki görevinden de aynı sebeple ayrılmak zorunda kaldı. 

1958'den itibaren Tercüman, Büyük Gazete, Yeni Tanin ve İkdam'da kendi adıyla ve çeşitli takma adlarla denemeler ve makaleler yazdı, tefrika romanlar yayınladı. 1960'ta Nadir Nadi'nin desteğiyle Cumhuriyet'te köşe yazıları yazmaya başladı. Bu gazetedeki yazılarını 1997'ye kadar sürdürdü. 

1956'da yayınladığı Yanyana isimli şiir kitabı, 142. maddeye aykırı olduğu gerekçesiyle 1964'te yasaklandı. Anday gerek şiir kitaplarıyla, gerekse daha sonraları yöneldiği roman ve tiyatro alanlarındaki yapıtlarıyla birçok ödül aldı. 

Anday, İstanbul Belediye Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nde diksiyon, özel bir tiyatro okulunda mitoloji dersleri verdi. 1964-1969 yılları arasında TRT'de yönetim kurulu üyeliği, 1979-1980 yıllarında da Paris'te eğitim müşavirliği görevlerinde bulundu. 

Solunum ve böbrek yetmezliği tanısıyla Marmara Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi'ne kaldırılan Melih Cevdet Anday, 28 Kasım 2002'de 87 yaşındayken vefat etti. Büyükada mezarlığında toprağa verildi.

Melih Cevdet Anday hakkında detaylı bilgi için tıklayınız 

Orhan Veli Kanık

Edebiyata ilgisi daha ilkokulda başlayan Orhan Veli, ortaokul yedinci sınıfta Oktay Rıfat ve lise birinci sınıfta da Melih Cevdet ile tanışmıştır. Bu şekilde ölüme dek sürecek bir dostluğun temelleri atılmıştır. Lise öğrencisi olan üç arkadaş, yazdıkları şiirleri birbirlerine okumuşlar, sanat sorunları üzerinde tartışmışlardır. Bu üç sıkı dost lisede kooperatifin parasıyla “Sesimiz” adlı bir dergi yayımlamışlardır.Orhan Veli, lisenin ilk senelerinde öğretmeni Ahmet Hamdi Tanpınar’dan yardım görmüştür. Onun özendirmeleri ve yüreklendirmeleriyle yazmaya devam etmiştir. Ayrıca, daha sonraki sınıflarda Rıfkı Melûl Meriç, Halil Vedat Fıratlı ve Yahya Saim Sinanoğlu gibi öğretmenlerinden de destek görmüştür. Kanık, “Sesimiz” dergisindeki şiirleri sayılmazsa, edebiyat dünyasına kendisini Nahit Sırrı Örik’in önerisiyle 1 Aralık 1936 tarihli Varlık dergisinde yayımladığı şiirleriyle tanıtmıştır.
3544_1235rDerginin bu sayısında yayımlanan şiirleri; “Oaristys, Ebabil, Eldorado, Düşüncelerimin Başucunda”dır. Varlık dergisi, Orhan Veli’yi okuyucularına şöyle tanıtmıştır:”Varlık’ın şiir kadrosu yeni ve kuvvetli genç imzalarla zenginleşmektedir. Aşağıda dört şiirini okuyacağınız Orhan Veli, şimdiye kadar yazılarını hiç neşretmemiş olmasına rağmen olgun bir sanat sahibidir. Gelecek sayılarımız onun ve arkadaşları Oktay Rıfat, Melih Cevdet, Mehmet Ali Sel’in şiirimize getirdiği yeni havayı daha iyi belirtecektir.”
1936-1941 yılları arasında Varlık dergisinin yanı sıra İnsan, Ses, Gençlik, Küllük, İnkılâpçı Gençlik dergilerinde de eserlerini yayımlamıştır. Bu devir şiirlerinde insan, aşk, doğa, savaş, yaşamak, çocukluk, yolculuk, sarhoşluk gibi temalara yönelmiştir. Şiire yeni dünyalar, yeni insanlar dâhil ederek şiirin sınırlarını genişletmeyi amaçlayan sanatçı, sıfatlarla ilgili sözcükleri azaltmış; insanların gündelik yaşayışı ve maddi olanaklarıyla ilgili sözcükleri ve fiilleri artırmıştır. Sanatçının duygudan düşünceye, hayalden gerçeğe doğru yöneldiği göze çarpmaktadır.
1941 yılı sonuna dek Varlık, İnsan ve diğer dergilerde Orhan Veli Kanık’ın yüze yakın şiiri yayımlanmıştır.
Sanatçı, bu şiirlerin bazılarını seçerek Garip kitabına almış; fakat 66 şiirini beğenmediği için hiçbir kitabına dâhil etmemiştir. Sanatçının ölümünden sonra bir yayınevi bu şiirlerini “Orhan Veli-Bütün Şiirleri” adlı kitapta toplamıştır.
Sanatçı, bu dönem şiirlerinde dil ve dış yapı özellikleri açısından Hececilere; içerik ve şiir anlayışı açısından da Ahmet Haşim, Necip Fazıl, Cahit Sıtkı ve Ahmet Hamdi gibi öz şiircilere benzer eserler meydana getirmiştir. 1937 yılından sonraki şiirlerinde ise, geleneksellikten uzaklaşmaya başlamış ve dizelerin alışılmış düzenini değiştirmiştir.
3544_imagesyt
Divan şiiri ve aruz kalıplarını çok iyi bilen sanatçı, serbest ölçüyle şiirler kaleme alan gençlere, “Önce şu sevmediğimiz, alışamadığımız ve zorla ezberlettirilen kalıp hükümleri bilmemiz lazım; ondan sonra bu çerçeveyi kırarak yeni şekiller, yeni buluşlar ve yeni bir zevk anlayışı aramaya koyulalım.” tavsiyesinde bulunmuştur. Onun divan edebiyatını çok iyi bildiğini, yalnız çevresindekiler değil; eski edebiyatın savunucuları da kabul etmişlerdir. Refi Cevat Ulunay, “Orhan Veli, bizim aşk ile sarıldığımız mukayyet edebiyata da rubailerinden birini tercüme etmişti.” sözleriyle, onun divan şiirine hâkimiyetini belirtmiştir.

Garip Hareketi



GARİP HAREKETİ YA DA BİRİNCİ YENİ ŞİİR

Garip Hareketi veya Birinci Yeni şiir Orhan Veli, Melih Cevdet Anday, Oktay Rifat Horozcu’nun birlikte başlattıkları şiir akımının adıdır. 1941 yılında Orhan Veli, Oktay Rıfat, Melih Cevdet “Garip” adlı ortak bir kitap yayımladılar. Şiirle ilgili görüşlerini bu yapıtın ön sözünde açıkladılar. Bu ön sözde yerleşik şiir anlayışına meydan okuduklarını açıkladılar.
Onlara göre şiir, her yerde görülen basit şeyleri anlatmalıydı. Alaycı ve nükteciydiler. Aydınları bırakıp halka yöneldiler. Şiirde, ölçü, kafiye, bent gibi durumlar yok sayılmıştır. Serbest şiir egemen olmuştur.
Dil, sürekli bir özleşme ve arınma çabasındadır. Roman ve hikâyede serim, düğüm, sonuç bölümleri umursanmamıştır. Şairaneliğe kaçmadan, mecazsız yazdılar. Soyut temalar yerine ekmek derdi, günlük şeyler işlendi. “ Konunun bayağısı yoktur, ancak işleyişte bayağılık vardır.” diye düşünürler. En çok görülen temalar: yaşama sevinci, tabiat sevgisi, çocukluğa dönüş, ölüm, insan sevgisi, aşktır.
1941 yılından sonra Türk şiirinde görülen ve öncülüğünü Orhan Veli, Melih Cevdet, Oktay Rifat üçlüsünün yaptığı edebiyat akımıdır. Bu üç şair, şiirde sürüp gitmekte olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe baş kaldıran şiirlerini toplayarak Garip adında bir kitap yayımladılar.
Daha sonra “Birinci Yeni” olarak adlandırılmıştır. Bu akım, Orhan Veli’nin 1950 yılındaki beklenmedik ölümüyle sona ermiştir.
                         
 Garip akımının özelliklerini görmek için tıklayınız.